bugün
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi20
- evlilik14
- icardi19058
- patiswiss9
- anın görüntüsü22
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım24
- artificialintelligence11
- erkeğe ne hediye alınır10
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- futbolcu ismiyle nick almak9
- uzağı göremeyen insan19
- bir şarkı sözü der ki10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- sözlük kızlarının don renkleri10
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
entry'ler (215)
17 saat çalışıp sabaha kadar takılıp devam etmeyi özlüyorum.oğlum gençliğinizin değerini bilin uyumayın çıldırtmayın adamı.
sol framede görünce nasıl heyecanlandım anlatamam.bu adamlar yeni aldüm çıkarmıyor diye biliyordum en son lisede dinlerdim daha gizli saklıyken.entryi girdikten sonra yan sekmede bir bakınacağım.abilere hürmetler.
okuyarak bir şeyler öğrendiğini iddaa eden kişiye söyleyecek birkaç lafım var. 17 yıldır okuyorum tek yaptığı beni köreltmesi her konuda. öğretmen olana lafım yok kolayına kaçmak hayatın kendi seçimidir.
başlığa bakıp içeri geldim.nasıl düz mantık adamlarız direk şerbetli tatlılar akmış yanaklardan .en tatlı icat limon sıkacağı falan bekliyorum. Afiyet olsun beyler Güllüoğlunu zengin ettik.
cem uzana buçuk atmış aday adayı.
(bkz: matias emilio delgado) kırılgan çocuktun ama topçu gibi topçuydun. doğar doğmaz kimlik çıkarıp kombinesini alırım şanın yürüsün yeter.
dışarı çıktığım zaman araç lazım oluyor.dışarı çıktığımdaysa eve dönerken araç kullanacak hal olmuyor. o yüzden sarılara el edip güzelce ücret ödeyip temiz temiz eve varıyorum.
amak-ı haya l-filibeli ahmed hilmi. kaçıncıya okuduğumu bilmiyorum.
eleman aramayan firmalarda bile çalışabilmiş biri olarak bunların gereksiz önyargılar olduğunu gayet iyi biliyorum.Siz o işi yapmak isteyin ve bunu karşı tarafa hissettirin emin olun sizden faydalanıcaktır. Önemli olan yararlı olup olmadığınız karşı tarafın gözünde.
kişi kendinden örnek vererek yazacak bunu. okunur mu bilmem ama yaşayış olarak tasavvufa geçiş için bir örnek olarak bulunsun.
kendimi bildim bileli yaşayışım da ve insanlara davranışımda temel doğru olarak kabul ettiğim şeyleri 2011 senesinde hastaneye yatmakla bir ideolojiye oturtmaya başladım. bu hastane evresi akciğerimin sönmesine neden olsa da;teşhis konulurken de ameliyat olduktan sonraki dönemde de bunun hayırlısı olduğunu biliyordum. dünya düzenini algılayışım her şeyin olağan gelmesi gözlemlerime dayanan şeylerdi. ama inanış olarak aidiyet hissedemiyordum hiçbir görüşe. zaten tasavvufun güzel olayı da burada. hiçbir öğreti olmadan kişi özünde sorduğu sorulara cevap aradığında yaşayışı mutlak aşkı için oluyor. insanların yastıklarına başlarını koyduğunda sorup öteledikleri sorular aslında zorlaştıran birçok şeyi. akciğerimin sönmesine sebep olan şey bir DMT nöbetiydi. bilincim tamamen kapalı ve çevremde olan kimseyi tanımıyordum. gördüğüm şey tarif edilemiyor olsa bile gerçekliğine her şeyden çok inanıyorum. yanımda olan insanlar çocuklar arkadaşlarım olmasına rağmen duyduğum sesler gereksiz ve fuzuli geçiyordu. nöbetim bittiğinde yanlarına döndüğümdeyse yaşanan normal dünyanın geçici bir güzellik olduğunun farkına vardım. bu farkındalık beni olgusal olarak bildiklerimi araştırmaya itti. çok fazla kitap okuyan araştıran bir adam olmama rağmen gerekli şeyleri okumadığımı fark ettim. beni içsel olarak rahatlatacak konulara eğilmeye başladım. uzun süre başlamak için kaynak aradım."Amak-ı hayal" benim bu yolda başlayıp başucuma koyduğum ilk kitap oldu. bütün dinlerde yapılan ibadetler, yaşantılar ve mutlak gerçeği anlamak üzerine okuduğum en iyi tasavvuf kitabı. okunan şeylerin çoğalması araştırılan şeylerin olgularını destekler nitelikte olması "zaten ben bunları biliyordum ve böyle yaşıyordum"noktasına getiriyor. evet aslında tasavvufun özü bu şahsıma göre. kişi kendine sorduğu sorulara ne kadar yönelir cevap verirse dünya hayatı bir o kadar kolaylaşır. şu anda olduğum noktada çevremdeki insanların sormaktan çekindiği her soruya kulak açmakla alakalı. yakın çevremde olan içten içe huzursuz ama bunu saçma görerek paylaşamayan insanların varlığına şahit oluyorum. insanlar asıl merak ettiği sorulardan o kadar kaçıyorlar ki olmak istemedikleri insanlar oluyor ve bundan iğreniyorlar. bu yazıyı kim okunur mu bilmem ama içinizi kemiren en saçma soruyu bile araştırmaktan çekinmeyin. kendinize sorduğunuz her soru sizin yaşayışınızı kolaylaştıracaktır.
kendimi bildim bileli yaşayışım da ve insanlara davranışımda temel doğru olarak kabul ettiğim şeyleri 2011 senesinde hastaneye yatmakla bir ideolojiye oturtmaya başladım. bu hastane evresi akciğerimin sönmesine neden olsa da;teşhis konulurken de ameliyat olduktan sonraki dönemde de bunun hayırlısı olduğunu biliyordum. dünya düzenini algılayışım her şeyin olağan gelmesi gözlemlerime dayanan şeylerdi. ama inanış olarak aidiyet hissedemiyordum hiçbir görüşe. zaten tasavvufun güzel olayı da burada. hiçbir öğreti olmadan kişi özünde sorduğu sorulara cevap aradığında yaşayışı mutlak aşkı için oluyor. insanların yastıklarına başlarını koyduğunda sorup öteledikleri sorular aslında zorlaştıran birçok şeyi. akciğerimin sönmesine sebep olan şey bir DMT nöbetiydi. bilincim tamamen kapalı ve çevremde olan kimseyi tanımıyordum. gördüğüm şey tarif edilemiyor olsa bile gerçekliğine her şeyden çok inanıyorum. yanımda olan insanlar çocuklar arkadaşlarım olmasına rağmen duyduğum sesler gereksiz ve fuzuli geçiyordu. nöbetim bittiğinde yanlarına döndüğümdeyse yaşanan normal dünyanın geçici bir güzellik olduğunun farkına vardım. bu farkındalık beni olgusal olarak bildiklerimi araştırmaya itti. çok fazla kitap okuyan araştıran bir adam olmama rağmen gerekli şeyleri okumadığımı fark ettim. beni içsel olarak rahatlatacak konulara eğilmeye başladım. uzun süre başlamak için kaynak aradım."Amak-ı hayal" benim bu yolda başlayıp başucuma koyduğum ilk kitap oldu. bütün dinlerde yapılan ibadetler, yaşantılar ve mutlak gerçeği anlamak üzerine okuduğum en iyi tasavvuf kitabı. okunan şeylerin çoğalması araştırılan şeylerin olgularını destekler nitelikte olması "zaten ben bunları biliyordum ve böyle yaşıyordum"noktasına getiriyor. evet aslında tasavvufun özü bu şahsıma göre. kişi kendine sorduğu sorulara ne kadar yönelir cevap verirse dünya hayatı bir o kadar kolaylaşır. şu anda olduğum noktada çevremdeki insanların sormaktan çekindiği her soruya kulak açmakla alakalı. yakın çevremde olan içten içe huzursuz ama bunu saçma görerek paylaşamayan insanların varlığına şahit oluyorum. insanlar asıl merak ettiği sorulardan o kadar kaçıyorlar ki olmak istemedikleri insanlar oluyor ve bundan iğreniyorlar. bu yazıyı kim okunur mu bilmem ama içinizi kemiren en saçma soruyu bile araştırmaktan çekinmeyin. kendinize sorduğunuz her soru sizin yaşayışınızı kolaylaştıracaktır.
hayattaki varlığını sorgulamamış insan. varolan dünyayı özümseyip amacına hizmet eden hiçbir insan bu tarz soyut şeylere acı diye bakamaz.insanlardan beklentisini geliştirir bu tarz deneyimler ve onu erdemli olmaya iter. insanların yaptıklarına hayret etmeme noktasındaysa onu bütün çıplaklığıyla dünya gerçeği kucaklar.
harç kira aynı döneme denk geldi be gençler.elde avuçta ne varsa buyur ettik.bu ay cuma cumartesi geceleri nasıl geçicek ona kuruluyorum.
başlık açılmış boş kalmış.bu deniz yıldızı mı ne oyle bi dizi var.1 kere denk geldim.orda yatalak adamı öldürmeye çalışan bir ablamız var.bulalım onu be.orak falan atarız.
yaşadığı zamanı yorumlayamayıp ülkesinin yediceddiyle övünen adam.şimdiki zamanda ecdadına katkısı olmasa da o bir "osmanlı torunu" olur mu ?
inandığınız gibi yaşamazsanız yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.
sigarayı severek içen biri bunun hesabını yapmaz.özentilik yapıp içen adam bu hesaba girer.bırakınız yapsın.
steve vai.
kendini miami'de gezen torbacı sanıyor lavuk.totoya şaplak atıp arabaya alacak abimiz.
dire straits-telegraph road.